9 Ocak 2011 Pazar

Kısa SüRELİ VEDA..

 Başlık bizi korkutmasın gerçek anlamda verilmiş küçük bir ara olacak bu. Sizlere muhteşem yazılar , büyük yenilikler , yapılmamışları yaparak döneceğim.  Hani ilkemiz neydi : JUST FUN!! Bakalım daha neler olacak????
Olan oldu ve sonunda keşf edildim:)
Tam olarak öyle olmasada enteresan bir çalışma beni bekliyor. 2 hafta boyunca çok yoğun çalışmam gerekiyor bu nedenle izninizle sevgili okuycular.

Yenilikler , güzellikler ve değişikliklerle sizlere geri döneceğim..
Şimdilik hoşçakalın..
Sevgiler Verve

28 Aralık 2010 Salı

The North Shield Pub

Herkese iyi akşamlar... Çok uzak kaldık bu aralar yala söylemiyceğim. Ha bugün yazdım ha yarın derken baktım Salı olmuş:( Çok özledim sizlerle konuşmayı o ayrı...
Fazla hareketli geçti geçen hafta. Muhteşem bir nişan, çok eğlenceli geçen bir düğün ve anne doğum günü derken atladım sizlere yazmayı.


Daha doğrusu nişan ve düğün detaylarını sizlere veremiyceğim için bekledim de diyebiliriz aslında. Neticede yenilikleri sizlere bildirmek benim görevim:)

Veeeeeeee sonunda başlıktaki  gibi The North Shield Pub Asmalımescit. Şahsi fikrimi sorarsanız çok ihtiyacı vardı Asmalının bir Northa bence. Hele Londra seyahetlerinden sonra şu Pub kültürüne daha yeni alışmıış ben için süper oldu burası. Hünal ailesi dekorsyon, içki çeşidi ve yemekler derken yapmış yine numarasını. Çok başarılı bir yer olmuş.
İş çıkışı bir içkiye uğramak isterseniz yada güzel bir yemeğe gitmeden önce iyi bir drink almak isterseniz yada yada maç izleyip güzel bir bira içmek ve Esen hanımın güzel tariflerini denemek isterseniz burası sizin için ideal.

Çok keyifli bir yer olmuş tavsiye ederim.
Adres ise:
Asmalımescit, Perada açılan yeni Hotel Palazzo Donizetti'nin alt köşesi, Pera Palas Hotelin çaprazı.

Gördüğünüz gibi aklımdasiniz . Yeni ve güzel herşeyden haberiniz olacak.

Ben sözümü tutarım
Sevgiler Güvenilir Verve:)                                                             

21 Aralık 2010 Salı

PANDORA'S BOX AÇILDI

Valla açıldı... Bu hafta nedense pek bir yoğun oldu bana:) Ama güzel yoğunluklar bunlar oda ayrı neticede cumartesi süper bir düğün bekliyor bizi.
Bu akşam sevgili Kerem önderliğinde Wanna'da enteresan bir grup dinledik. Emir sağolsun.. Şöyle enteresan ki , biz Mojo adlı kulübe sık giden gençler grubu olarak bu gurup gerçekten iyiydi... Öncelikle güzel yemek yedik Wannada, bi kere sushi gerçekten çok hafif ve güzeldi. Ardından sahneye çıkan bu Pandora isimli gurup çok başarılıydı. En azından biz çok eğlendik , daha neler yapıcaklar, onlara nerden ulaşıcaz bilemem ama yoğun geçen bir günden sonra  güzel bir geceydi bizim için. Eski şarkılar, bağara çağara söylemeler falan özlemişiz.

Güzel bir yemek istiyorsanız, süpriz istiyorsanız Wanna enteresan olabilir derim.. Bir arayıp kontrol edin bakalım..
WANNA Kanyon
Büyükdere Cad. No: 206
Kanyon Levent İstanbul
Telefon: (212) 353 11 80

                                                      

Bu hafta çok buralarda olamıycağım ama yeni bilgiler edindiğim her dakika sizlerleyim..

Sevgiyle kalın Verve

13 Aralık 2010 Pazartesi

BORA BORA!!!!!!

 Cennetmi dediniz???? Herkese sevgiler ve iyi geceler.. Çok düşündüm burayı yazmaya başlamadan önce ne demeliyim, söze nası başlamalıyım, nası anlatmalıyım size buranın nasıl bir rüya yeri veya tanrının ciddi anlamda bir lütfu olduğunu.

Sonunda yaz boşver demeye karar verdim :)
Küçük bir kız çocuğuyken ben , bilmiş bir tip olduğum için pek bir meraklıydım Bora Bora'ya. Aman gidicem, aman görücem diye geziyordum ortalarda. Gittim, gördüm.
  Bu da resmim:) Hatta en güzel resmim olabilir...
Öyle bir yer ki burası 25 saat uçuyorsun buraya.
Biz nasılmı gittik??
11 saat NY, ordan LA takribi 4 saat, ordan PAPİTİ 8 saat daha bitmediii PAPİTİ,  BORA BORA 50 dakika yani 25 saat uçuyorsun.

Ama öyle bir yere geliyorsun ki ne uçtuğun saati düşünüyorsun, ne saat farkını, ne de nereye indiğini çünkü buraya iniyorsun...
                                           

 Bu resimlerin hiç biri fotoshop değildir. Bizzat gidip gördük:)
Şimdi şöyle söyliyim, eğer bizim gibi çocukluk hayalimiz kardeşim gidicez diyorsanız, eğer 25 saati gözden çıkardık güney pasifik görüceğiz diyorsanız, yok karımla, kocamla balayım diyorsanız hiç ama hiç durmayın sakın hemen gidin ama bu kadar uzun yol yapmışken Four Seasons'a gidin. Böyle bir hotel olamaz 22 hektar arazi içinde neler yapmış adamlar... Saygı duyuyorsun geçiyorsun tabi haliyle..
Burada resmi küçücük gözüken kişi  ünlü Mırmırdır. Kendisi showu , resmi falan sevmediği için anca bu kadar koyabildim resmini. Canım tatil arkadaşım:)

 Daha neler yazmalıyım bilmiyorum. Bir sunset ki dillere destan. Yukarıda gözüktüğü gibi.

Herşeyi muhteşem buranın. Sizi adadan otelinizi götürmek üzere süper birşey karşılıyor biz şu yukardaki  gibi birşey hayatımızda görmedik , çoooook iyiydi.


Neticede otel harika daha fazla konuşmaya gerek yok fekaaaat şimdi asıl mesele.
Sizleri bilmiyorum ama ben sözlerini anlamasamda herhangi bir şarkıda ağlıyabilirim, bir çocuk geçerken kendi çocuğum gibi saldırabilirim yani anlıyıcağınız aşırı tepkiler bende fazlası ile mevcut.
 Nerden geldim buraya şurdan; Öyle bir yere gittik ki ben başladım ağlamaya, sizlere sebebini şöyle açıklıyabilirim. Öncelikle 8 masalı bir yer düşünün, şefinin fransız bir adam ve yıllar önce Bora Boraya yerleşmiş tek başına bu yeri açtığını düşünün birde üstüne restoranda, mufakta ve serviste tek başına olduğunu düşünün.... Daha ne demeliyim ki.
     
 VİLLA MAHANA:
                   
                                                       
Mutfak bu kadar. Tabiki içeri fırlayıp adamla tanıştım bir de orda ağladım:)

Ben böyle lezzetli yemekleri hiç bir yerde yemedim, çok büyük ihtimal hiç bir yerde de yiyemiceğim.. 
                                            
Şimdi diyceksiniz ki bumudur. 3 tane resim gösteriyorsun bize diyebilirsiniz adam oralardan buralara yerleşmis sadece bu mu olay diyebilirsiniz ama ben ağlamak ve heycanımla meşgül olduğum için sizlere anca bu kadarını aktarabilirim.

Burası dillere destan bir yer.. Hepimiz sağlığımız, imkanımız elverdiği sürece gidelim gezelim ama sizlerden ricam burayı sadece dergilerde çıkan sosyetik ada yerine koymıyalım. Bora Bora diyip geçmiyelim, tanıyalım:)

Ben hayatımın en güzel tatilini geçirdim bir daha olsun bir daha seve seve giderim belki 5 yıl sonra kim bilir.....
  Sevgiler Adalı verve   

                                                       
                                             

6 Aralık 2010 Pazartesi

FREDERİC'S

Herkese sevgiler... Sizlere bugün cumartesi günü ilk defa gittiğim, pek bir memnun kaldığım W otelin içindeki Frederic's restauranttan bahsediceğim. Emre Ergani ve Tolga Atalay'ın önderiliğindeki bu yerin acil gidilip görülmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir kere dekorasyon muhteşem, gerçekten ferah, şık , dinamik bir yer yapmışlar. Herşey özenle seçilmiş.. E hal böyle olunca insan yemek yerken daha bir keyifli oluyor. Işıklandırma harika, insanın içini sıkmıyor bir de özellikle müzik durumu şahane çünkü öyle bir ayarlamışlarki ne yan masayı duyabiliyorsun ne de müzik yüzünden başın ağrımıyor; yani anlıyacağınız tam kıvamında.
Diğer bir dikkatimi çeken özellik, kapıdaki karşılama. Öncelikle aşağıda sizi özenle karşılayıp gidiceğniz yere yönlendiriyorlar ( çok da güzel bir asansörleri var) , ardından yukarı çıkınca aynı şekilde güler yüzlü,güzel insanlar sayesinde masana yölendiriliyorsun.
Biz açılış günü gittik hatta daha açılmamıştı o nedenle bu zamanlar restoranlarda yaşanan aksilikleri en iyi ben bilirim ama profesyönel bir ekip sayesinde geceyi en iyi şekile geçirdik.
Biz nelermi yedik; Çok başarıyla pişmiş muhteşem bonfilelerin tadına baktık,  çok başarılı ve iddalı bir carpaccio denedik ve son olarak ah o muhteşem tatlı: dondurmalı cookie gibi birşey yapmışlar ki böyle bir şeyi ben uzun süredir yememiştim..
Şarap mönüleri hayli kabarık, ne isterseniz var bi kere onu söyliyebilirim. Diğer bir artı ise her yemekten sonra içtiğim limoncellonun olmamasına rağmen 1 dakika içince Can bey tarafından masamıza gelmiş olması oldu. Bayılırım herşeye evet diyen yerlere, gittikçe gidesi gelir insanın:)
Sizlere bir kaç resim çekebildim..

Amatör kameradan çekilen fotoraflar bu kadar ne yazikki. Tatlıları kendimizi çok kaptırdığımız için atlamışız...

Aşağıda  çok keyifli bir Lounge bulunmakta bilginize.. 2'ye kadar sürüyor sanırsam yemekten öncesi ve sonrası için ideal..

PS: Dorukhan ve Can bey'lere güler yüzlülüklerinden ve ilgileriden dolayı çok teşekkür etmek istiyorum.. ELLERİNİZE SAĞLIK!!


Adres: W İstanbul/Süleyman seba cad no: 24 Akaretler-İstanbul
Tel:0212 381 21 21

Teşekkür etmeye başlamışken Toplam Sayfa Görünümü durumumu arttıran siz okuyuculara ve ilgilenen herkese çoook teşekkür ederim:)

Sevgilerimle Verve                                              

5 Aralık 2010 Pazar

Yılbaşı Ağacı Süsleme Sanatı...

Herkese sevgiler.... Her yıl evimizde süslenen ağaçlar bence istanbulda ki en güzel ağaç olmuştur. Bu kadarda büyük konuşmaktayım:) Çünkü annemin bu konuda ki başarısını göz ardı edemem. Bu senede klasiğimizi bozmıyarak annelerle muhteşem bir ağaç yaptık.
                                                  
                                                                 

Öncelikle güzel bir ağaç istiyorsanız bunun bazı kuralları var... Buyrunuz;

1.Eğer ağacınız yapay ise dallarının ve dikensi  yapraklarının çok iyi açılıp birbirine karışıp yapay olduğunun gözükmemesine dikkat etmek lazım.
2.Ağacınız geniş bir saksı içinde olmalı,  kırmızı veya tercih ettiğiniz herhangi bir renk örtü ile saksının kaplanmasını öneririz. Saksının içine birazda gerçek toprak hiç de fena fikir değildir.
3.Süslemeye önce ışık dan başlanmalı. Seçtiğiniz ışık çok önemli neticede fazla hareketliler biraz göz yorucu olabiliyor.
4. En önemlisi ağacınızın tek renk süslenmesi. Bir kaç renk bir arada tercih etmemenizi öneririm hem daha sade hemde daha klas bir görüntü sağlıyor. 
5.Kırmızı, mor ve beyaz ağaca en yakışan renklerdir. Hepsi bir arada değil tabiki:)

Bir kere müziğinizi koyun, kırmızı o güzel şarabınızı açın , hafif ışıklarınızı loşlaştırıp başlayın süslemeye. En güzel keyif dir benim için ama en güzeli annemle süslemektir oda ayrı:)

PS: Hoşgeldin minik yeni komşumuz, İyki geldin...

Sevgilerimle Noel verve

30 Kasım 2010 Salı

EN Büyük AŞKIM Dayıcığım..

Biraz hüzünlü bir yazı olarak gözükse de aslında son derece gerçekçi ve içten bir yazı olacak. Herkesin gözünde büyük bir kahramanı vardır... Benim yokmu var; olmadı mı???
Oldu, gel gör ki aslında inanın insanın bir tane muhteşem dayısı oluyor. Benim varrrrrrr çok şanslıyım:)  Geziyorum, okuyorum, yiyorum, içiyorum,  anlatıyorum, yazıyorum amaaaa biliyorum ki benim canım DAYIM bizi, yani beni gururla izliyor..
Ben onu çok seviyorum hep seviceğim... Yazmak istedim çünkü hep aklımda hep de olacak...
Muhteşem ve olağan dışı insanlar  hayatımızda hep olmayabilirler, en azından fiziksel olarak gözükmeyebilirler ama biliyoruz ki hep varlar hep de olacaklar...

Seni çok özlüyoruz...

Sevgiler Verve